Gemlikte Zeytin Ne Durumda ?
Gemlikte Zeytin Ne Durumda?
Zeytin, binlerce yıldır yetiştiriciliği yapılan, insan sağlığı ve beslenmesi açısından son derece önemli olan bir tarımsal üründür. Ülkemiz gerek zeytin popülâsyonu ve gerekse sofralık zeytin ve zeytinyağı üretimi bakımından dünyada önemli bir yere sahiptir.
Türkiye, dünya sofralık zeytin üretiminde 2.sırada, dünya siyah zeytin üretiminde birinci sırada zeytin yağ üretiminde ise 4.sırada yer almaktadır.(2013, FAO).
Tahmini olarak 2016 yılı verilerine göre ülkemizde mevcut tarım alanı 38 380 000 hektardır. Bunun 300 532 hektarı işlenebilen tarım alanı içerisinde yer almaktadır. 41 256 hektarı zeytin ağaçlarının ülke genelinde ne kadar yer kapladığını göstermektedir. (2016, TÜİK)
Yaklaşık Son 10 Yıllık Gemlik Zeytin Üretim Miktarları
YILLAR | ÜRETİM(TON) | YILLAR | ÜRETİM (TON) |
2008 | 33 810 | 2013 | 21.089 |
2009 | 33 810 | 2014 | 5.472 |
2010 | 9 016 | 2015 | 15 102 |
2011 | 11 270 | 2016 | 10.278 |
2012 | 10 437 | 2017 | ** |
TÜİK, GTHB İl Müdürlükleri Bursa Brifing raporu
2016 yılında gemlikte zeytin üretimine bakıldığında 75.130 dekar dan 10.278 ton ürün elde edilmiştir.
Tabloda da görüldüğü üzere 2010 yılından sonra önemli ölçüde düşüşler yaşanmış, bu yılda yaşanan aşırı sıcaklık, zeytin çiçek tutumu zamanına denk gelmiş ve zeytin üretim miktarında kayıplara yol açmıştır. Hem yok yılına denk gelmesi hem de uygun olmayan iklim koşulları nedeniyle 2014 yılında da gayet düşük bir rekolte yaşanmış.
Ülkemizde sofralık zeytin sektörünün çok eski bir geçmişi olmasına rağmen bugüne kadar küçük aile işletmeciliği yapısında faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Bu durum Gemlik’te de bu şekilde devam etmektedir.
Son yıllarda tarımın gözden çıkarılması, Gemlik dışında Gemlik sofralık zeytininin bölge dışında desteklenmesi, tarım desteklerinin yeterince olmaması, girdilerin anormal yükselmesi, kredi faizlerinin tarım üreticisi için yüksek olması zaten geneli küçük aile işletmesi sayılan gemlik zeytin üreticisini olumsuz etkilemiştir.
Ne Yapılmalı?
Bu anlamda öncelikle üreticiye daha sonra devlete birçok ödevler çıkmaktadır.
Yetiştiricilik prensiplerine dikkat edilmeli.
Zeytin tarım alanları amaç dışında kullanılmamalı.
Birim alandan kaliteli mahsul alınması yönünde zeytinin biyolojik fizyolojik özellikleri göz önünde tutularak tarımsal faaliyette bulunulmalı.
Üreticiler, ürettikleri malları pazar sıkışıklığına neden olmamak için toprak işleme, gübreleme, sulama gibi çağın teknolojilerini tarıma sokmayı bilmeli
Kooperatifleşmenin zarar değil yarar olduğunu anlayıp bu anlamda atılım içinde olunmalı
Günümüzde devamlı gelişen ve büyüyen teknoloji karşısında büyük işletmelerin daha fazla söz almış olduğu şu dönemde küçük aile işletmelerinin söz sahibi olabilmeleri ancak kooperatifleşme ile mümkün olabilir. Bu unutulmamalı.
Fiyat standardizasyonunun sağlanması için ortada görünen tehditler kaldırılmalı.
Üretici birliklere kayıt olunmuşsa, birliğe verilen mahsulün kaliteli olmasına önem verilmeli.
Her sektörde olduğu gibi zeytin tarımında da pazar ve reklam araştırması yapılmalı markalaşmaya özen gösterilmeli.
Miras yoluyla arazilerin daha fazla parçalanması önlenmeli.